E-Posta: Şifre:
 Üye Ol  -  Şifremi Unuttum
Peçesi Açılan Dağ
21.11.2013
Facebook Google+

“2010 yılında David Lama Red Bull sponsorluğuyla yaptığı, Cerro Torre güneydoğu yüzünde bulunan meşhur “Kompresör” rotasının serbest çıkış denemesinde, film ekibi için dağa eklenen boltlar (birçoğu doğal çatlakların hemen yanına çakılmış vaziyette) ve dağda bırakılan metrelerce sabit ip sebebiyle yoğun eleştirilere hedef oldu. Lama 2012 yılında aynı denemeyi tekrar yapmak için gittiğinde ise bir sürprizle karşılaştı; Kompresör rotası artık yoktu!

Lama’dan 4 gün önce rotaya giren Hayden Kennedy ve Jason Kruk rotayı Cesare Maestri’nin çaktığı boltları kullanmadan bitirmiş ve rota üstündeki tüm boltları sökmüştü. Kompresör rotasının boltlarının sökülmesi başka tartışmaları başlattı. Kimi bu rotanın günah ve sevaplarıyla Cerro Torre tarihinin bir parçası olması sebebiyle bu fevri bolt sökme hareketini eleştirirken; kimileri de bu boltların (ve Maestrinin bu rotayı açma tarzının) yıllardır dağın üzerinde duran bir leke olduğunu ileri sürüp Kennedy ve Kruk’un yanında yer aldı.

Kompresör rotasının kendisi ise zaten başlı başına bir tartışma konusuydu. Cesare Maestri’nin kendisini eleştirenlere cevap vermek ve zirveye tekrar çıkabileceğini ispatlamak için 1970 yılında yaptığı bir intikam çıkışı! Ama Maestri bu tırmanışı ana kampa helikopter desteğiyle taşınan bir benzinli kompresör kullanarak çaktığı 400’den fazla bolt ile yaptı ve kompresörü de zirvenin 60 metre altındaki son istasyonda duvara sabitlenmiş halde bıraktı. Bu durum ise doğal olarak tartışmaların daha da alevlenmesine sebep oldu.

Maestrinin böyle bir “intikam” tırmanışı yapmasının sebebi ise dağın 1959 ilk çıkışı üzerine yapılan tartışmalar ve suçlamalardı. Maestri’nin iddia ettiği ilk çıkış gerçekten yapılmış mıydı?

Dünyanın en güzel dağlarından Cerro Torre, aynı zamanda dağcılık dünyasının da en çok tartışma yaratan dağı olabilir. Geçmişten günümüze dağ üzerinde birçok kereler sert tartışmalar oldu, bunlar hala da devam ediyor. İşin garibi tartışmaların kaynağına indiğinizde, hepsini tetikleyen tek bir tırmanış, daha doğrusu bir tırmanış iddiası var: 1959 yılında Cesare Maestri ve Toni Egger tarafından yapılan, dağın tartışmalı ilk çıkışı.

Aşağıda okuyacağınız, ünlü Arjantinli tırmanıcı Rolando Garibotti tarafından hazırlanan ve 2004 yılında American Alpine Journal’da yayımlanan bu yazı, Cerro Torre tartışmasının kaynağına bir ışık tutuyor. Yazısını yayınlamamıza izin verdiği için Rolando Garibotti’ye ve çeviriyi yapan Mustafa Nalbant'a bir kez daha teşekkür ediyoruz. ”



PEÇESİ AÇILAN DAĞ


CERRO TORRE’nin Uzun Hikâyesinin Gözler Önüne Serildiği Bir Analiz

Cesare Maestri. Cerro Torre Cesare Maestri, Elio Orlandi tarafından yapılmış iki metrelik Cerro Torre modeli önünde. Maestri’nin iddia ettiği ilk Cerro Torre tırmanışının kırkıncı yılını anmak için 1999 yılında Male, İtalya’da yapılan bir toplantıda. Maestri kendi rotasını model üzerinde göstermekte zorlanınca Orlandi ve Maurizio Giarolli’den yardım almak zorunda kaldı. Ken Wilson/Baton Wicks Arşivi

Eğer bir kişi bir mili 10 dakikada koştuğunu söylerse omuzlarınızı silkip “ee ne olmuş” dersiniz. Eğer bir mili 3 dakikada koştuğunu söylerse şaşırır ve şüphelenirsiniz; haklı bir tepki olarak da delili olup olmadığını sorarsınız. Dağcılık raporları bazen bu ikinci kategoride oluyor, eğer delil de sunulmuyorsa insan bu iddiaları nasıl değerlendirmesi gerektiğinin zorlu kararıyla baş başa kalıyor.

Tırmanıcıların sözlerinden şüphelenmek gazetecilere düşmez. Ancak yapabilecekleri hatta yapmaları gereken, tırmanışlara bir konum biçmeden önce ikna edici delilleri toplamalarıdır. Bu tür raporların geçerliliğine inanabilmemiz için dergi editörlerinin kandırılabilir olmamaları çok mühimdir.

Modern zamanların en bilinen vakalarından birisi Cesare Maestri’nin 1959 yılında Cerro Torre’nin ilk çıkışını katıksız yedi günde tamamladığı yönündeki iddiasıdır. Varsayılan bu tırmanış Maestri’nin ifadelerine göre iniş esnasında sahip oldukları tek fotoğraf makinasıyla birlikte düşüp ölmüş olan Avusturyalı Toni Egger’le birlikte yapılmıştır. İddia edilen bu tırmanış başlangıçta yüzeysel olarak değerlendirilmiş olsa da zamanla tırmanıcılar daha yakından bakmaya gerek duydular. Maestri’nin iddiası zorluk, hız ve stil manasında gününün en üstün tırmanışlarının tamamını gölgede bırakıyordu. Büyük fransız alpinist Lionel Terray bu tırmanışla ilgili ‘’tüm zamanların en önemli alpinistik çabasıdır’’ demiştir; dünyanın en iyi alpinistlerinin sayısız denemelerine rağmen Maestri’nin iddia ettiği hattın henüz tekrar edilememiş olması göz önüne alındığında da, bu tanım bugün hala geçerlidir.

Cerro Torre Cerro Torre grubunun doğu kanadı: (1) Kompresor rotası; (2) Devil’s diretisima, Fistravec-Jeglic-Karo-Knez-Kozjek-Podgornik, 1986; (3) Calza-Giovanazzi-Gobbi-Salvaterra, 2001; (4) Bragg-Donini-Wilson, 1976; (5) Giarolli-Orlandi, 1998; (6) Salvaterra ve partnerleri; (7) Bonapace ve partnerleri; (8) Santral buz kulvarı, Bonapace-Dunser-Ponholzer, 1994; (9) Burke-Proctor, 1981; (10) Ponholzer-Steiger, 1998; (a) aşağı dihedral (b) Egger-Fava-Maestri malzeme deposu ve ulaşılan en yüksek nokta; (c) üçgen kar alanı; (d) orta buttress; (e) ingiliz kutu askı çadırı (portledge); (f) doğu dihedrali; (g) Col of Conquest; (h) kuzey sırtı; (i) kuzey yüzü; (j) doğu yüzü; (k) güneydoğu sırtı; (l) Alimonta-Claus-Maestri, 1971 en yüksek nokta. R. Garibotti (2)

Sarp Cerro Torre, Güney Patagonya’da Cerro Fitz Roy’u da içeren bir grup dramatik zirveden oluşan Chalten Masif’inde yer alır. Cerro Torre dünyanın en ürkütücü dağlarından birisidir, eğer güneybatı sırtındaki, Maestri’nin kendine has ‘’Kompresör Rotası‘’ olmasaydı dünyanın en zor dağı olarak değerlendirilecekti. 1970’de Maestri bu hat üzerinde gazlı hava kompresörü yardımıyla 400 bolt çakıp zirvenin 35 metre altına ulaşarak zirveye yaklaşmış oldu. Kendisi bu tırmanışı geçerli bir tırmanış olarak değerlendirdi.

1960’lara başlarken 1959 tırmanışına ilişkin ciddi şüpheler gelişmeye başladı. Bu şüpheler ilk olarak 1958 yılında Torre’nin batı yüzünü denemiş olan Leccolu saygı duyulan alpinist Carlo Mauri tarafından İtalya’da ortaya atıldı. Daha sonra İngilizler -özellikle de tanınmış Mountain dergisi editörü Ken Wilson- mevzuyu ele aldı. Sonraları da bu konu sayısız dergi makalesinin esas konularından birisi haline geldi. Maestri, makul bir senaryo ortaya koyabilmek için konferanslarda, röportajlarda ve makalelerde sayısız fırsata sahip olmasına rağmen, ikna edicilik konusunda hep başarısız oldu.

Günümüzde tartışma çözülmemiş olarak duruyor. 2004 yılında Cerro Torre’nin tartışılmayan çıkışının otuzuncu yıldönümünde (Casimiro Ferrari tarafından yönetilen geniş bir Ragi di Lecco ekibi tarafından batı yüzünden tamamlanmış olan), bu konuya bir açıklık getirmek uygun görünüyor. Bu güzel çıkış 1959 iddiaları ve 1970’in “bolt yardımlı” yakın ıskalaması yüzünden gölgede kalıyor.

Kuzey Patagonya’da yetişmiş biri olarak Chalten Masif’inde sayısız defa tırmanma şansına sahip oldum. 1996’daki Fitz Roy kuzey yüzünün tamamlanmış ilk çıkışını ve 1999’daki Fitz Roy’un güneybatı yüzünün ilk alpin stil çıkışını da içeren tırmanışlarımda bölgenin birçok kulesinin tırmanışını yaptım. Egger-Maestri vakasıyla ilgilenmem ise Folco Doro Altan, Walter Bonatti, Cesarino Fava, Casimiro Ferrari, John Bragg ve Jim Donini gibi bölge tarihinin başlangıcında yer alan insanlarla tanışmamdan sonra oldu. Maestri’nin iddialarında ciddi şüpheler olduğunu ve daha önce göz önüne alınmamış bazı anahtar konular olduğunu fark etmemle, mevzuyu aydınlatabilmek umuduyla araştırmaya karar verdim.

Cerro Torre Cerro Torre grubunun doğu kanadı, Maestri ve Egger’in tırmanış hatlarını (1) ve iniş hatlarını (2) yaklaşık olarak Maestri’nin tarifiyle göstermektedir. (a) malzeme deposu, sabit hatların sonu, bu noktadan yukarısında herhangi bir iz bulunamadı. (b) ilk bivak, Col of Conquest. (c) 2. Bivak, Maestri’ye göre 2720 metrede. (d) 3. ve 4. bivaklar, Maestri’ye göre 2980m. (e) 5. bivak, Maestri’ye göre 2550m. (f) 6. bivak ve Maestri’ye göre Egger’in öldüğü nokta. Maestri’nin kuzey yüzündeki hatlarının detayları için bir sonraki fotoğrafa bakın.

Maestri’nin iddiaları hakkında yapılan önceki girişimler var olan materyalin tamamından yararlanamama sorunuyla karşılaşmıştı: önemli bilgilerin yazım dillerindeki çeşitlilik en büyük sorunlardan biriydi. İlgili diller üzerindeki bilgim, konu üzerindeki araştırmamda paha biçilmez bir değere sahipti. Araştırmalarım temel olarak tarafımdan orijinal İtalyanca hallerinden tercüme edilmiş olan Cesare Maestri ve Cesarino Fava’ya ait çeşitli raporlara dayanıyor. Fava’nın raporları, iddia edilen ilk çıkışta Col of Conquest’e (Torre Egger ve Cerro Torre arasındaki geçit) kadar Egger ve Maestri’yle birlikte tırmanmış olduğunu belirtmesinden dolayı hayati önem taşıyor. Üçlünün duvarın 300 metresinden yukarısına çıktığına dair bir iz bulunamaması ve de bu noktadan yukarısı için Maestri’nin söz ettiği tırmanışın belirsiz ve çelişkili olduğu ilk elden raporları yüzünden, Fava’nın anlatımı yakın bir incelemeye değer.

AŞAĞI DİHEDRAL
Ocak 1959 sonunda Egger, Fava ve Maestri 300 metrelik bir dihedralle (aşağı dihedral) başlayan 1200 metrelik doğu yüzünü tırmanmaya başladılar. Fava bu yapıyla ilgili: ”300 metrelik aşağı dihedral birkaç gün süren tüketici bir çalışmaya sebep oldu. Cesare boltlar ve merdivenler arasında soğukkanlılıkla üç gün dans etti.”1.1 yazıyor. Maestri: ”Bu dihedral, bazı kısımlarının bolt gerektirdiği, yapay tırmanışı gerektiren uzun bölümlerin olduğu beş ve altı dereceye varan zorlukta tırmanış içeriyor. Biz bitiş kısmında bir depo oluşturarak bütün malzememizi bıraktığımız bu etabın tamamında ip döşedik.”1.2 diye belirtiyor. Daha sonra sabit hatların 12 mm kenevir ipler olduğunu söylüyor.

Arrampicare e il mio mestiere3 isimli kitabında Maestri aşağı dihedrali tırmanmalarının ve ip döşemelerinin dört gün aldığını yazıyor. Bu açıklamada Maestri defalarca bu kısımdaki tırmanışın zorluğuna değiniyor ve gereken fiziksel eforun miktarına dair görüş belirtiyor. 12 Ocak’ta şöyle yazıyor: “Bugün yorucuydu… Sadece 30 metre tırmanmayı becerebildik.”3.1 Ertesi gün: “Buradaki her bir metre çok fazla efor gerektiriyor, tırmanış çok zor, duvar dimdik ve bomboş. Yavaşça, her bir metreyi zamana yayarak geçiyorum.’’3.2 Maestri yazısına devam ediyor: “Çok, çok yoruldum.”3.3 Kötü hava yüzünden tırmanamadıkları bir günün ardından Maestri 15 Ocak’ta şöyle yazıyor: “Tükenmiş durumdayım ve gün daha yeni başlıyor.”3.4 Aynı günün devamında dihedralin sonunda var olan üçgen kar alanının altındaki ufak bir sete ulaşmalarını tarif ediyor: “Altımda 300 metrelik zorlu bir tırmanış, geçmiş olduğumuz başka bir engel, fakat bu noktada tamamen tükenmiş durumdayım… Kollarımda devamlı kramplar var ve ellerim berbat durumda…”3.5 Bu birkaç günlük hareketten sonra Maestri hastalanıyor ve yüzün başlangıç kısmının yakınında kazmış oldukları kar mağarasından (üçüncü kamp dedikleri) El Mocho olarak bilinen oluşumun ayağında yer alan ikinci kamplarına iniş yapabilecek duruma gelebilmesi için birkaç gün dinlenmesi gerekiyor.

Bu 300 metrelik dihedral giriş, bahsettikleri hattın yukarı kısımlarındakinden daha az zorluk barındırıyor. Aşağı dihedrali aşarken harcadıkları, Maestri’nin tarif ettiği efor göz önüne alındığında, insan iddia edilen tırmanışı tamamlamak için gereken ek fiziksel gücü ve becerikliliği iki haftalık bir süreçte nasıl kazandıklarını düşünmeden edemiyor.

COL OF CONQUEST’E DOĞRU (Fetih Geçidi)
Takip eden 10 gün, devam eden fırtınalar getiriyor, bu yüzden Egger, Fava ve Maestri, destek ekipleriyle –dört genç Arjantin Üniversitesi öğrencisi (üçü italyan kökenli), Augusto ve Gianni Dalbagni, Juan Pedro Spickerman ve Angel Vicitorio- ana kampa, hatta dinlenmek için daha da aşağılara iniş yapıyor.

Cerro Torre Torre Egger’in zirvesinden Cerro Torre kuzey yüzü: (1) Burke-Proctor, 1981. (2) Ponholzer-Steiger, 1998 yaklaşık hat. (3) Chiapa-Conti-Ferrari-Negri, 1974. (P) yazının ileri kısımlarında yayınlanan 7. fotoğrafın çekildiği nokta. (4) Maestri and Egger’in rapor edilen çıkış hattı bir fotografta Maestri tarafından (L’Europeo 704, Nisan 1959, sayfa 34'te) çizilmiş, çıkış ve iniş bivaklarını da gösteriyor (x). (5) Maestri ve Egger’in çıkmış olduğu rapor edilen La Montagne (Nisan 1960, sayfa 210) dergisinde Maestri’nin çizdiği hat, bivak noktaları da işaretli (o) — hattın ve bivak noktalarının ne kadar farklı olduğuna dikkat edin. Jay Smith

Nihayet hava düzeliyor, 28 Ocak’ta son girişimlerine başlıyorlar. Maestri şöyle yazıyor: “… doğu yüzünün altında Fava, Egger ve ben sessizlik içinde ipe girdik.”2.2 Malzeme taşınmasına yardımcı olmak için tırmanan Fava, on gün önce döşemiş oldukları hatta yükselmelerini şöyle tarif ediyor: “Kollarımızla asılarak, aşağı dihedralin sabitlenmiş iplerinde, emniyet için pursik kullanarak yükseldik.”1.2 Maestri bir miktar daha karmaşık bir teknikten söz ediyor: “Hep beraber aşağı dihedralin altına yükseldik. Ve sabit hatları kullanarak burayı aştık. İlk ben gidiyordum, bütün süreci tekrarlamadan önce ben bir sonraki sabit ipte yükselirken Toni’nin emniyetini alan Cesarino’nun emniyetini alıyordum.”3.6 Bu iki tarif üç adamın 1959’daki kullandıkları malzemelerin ve bıktırıcı tekniklerin –12 mm kenevir ipler, yorucu ve yavaş pursik teknikleri, pursiklerken emniyet alma- güzel bir fotoğrafını sunuyor, nitekim zaman alıcı bir işlem olduğunu da göstermiş oluyor.

Maestri aşağı dihedralin üstündeki üçgen kar alanına ulaştıktan sonrasıyla ilgili şöyle diyor: “Burayı, kar alanının üstünden, büyük, asılı duran doğu dihedralinin altına kadar giden bir dizi çatlaktan diagonal bir travers yaparak geçtik… Kar alanından burası dört, beş derece zorlukta yaklaşık olarak da 150 metreydi (US 5.6), 15-20 sikke kullandık.”2.3 yukarıdaki tarif, belirsiz olsa bile, yine de açıkça gösteriyor ki üçlü üçgen kar alanının üstündeki bariz duran merkezi buz yolağından ziyade kendi dediklerine göre kaya tırmanmıştır. Bragg/Donini/Wilson, Wyvill/Campbell-Kelly, Proctor/Burke, Bonapace/Ponholzer ve Salvaterra gibi bu kısımda tırmanmış olan ekiplerin tamamı, bu orta bölümün zor yapay ve serbest tırmanış içerdiğini, Maestri’nin tarif ettiğinden çok daha zor olduğunu (5.9 – 5.10) belirtmişlerdir.

Asılı duran (negatif) doğu dihedralinin tabanından Col of Conquest’e olan tırmanışı Maestri şöyle naklediyor: “Dört, beş ve bir bölüm altı derece (US 5.9).”2.4 Başka bir yazısında Maestri bu bölümle ilgili : “Şimdi duvar bir miktar daha zorlaştı, şimdi ve sonrasında altı derece zorlukta etaplar var.”3.7 diyor. İki alıntı da bir önceki paragraftaki tarifiyle kıyaslandığında açıkça gösteriyor ki Maestri, doğu dihedralinin tabanıyla geçit arasındaki bölümü aşağı kısımlara göre daha zor bulmuştur. Yine, bu durum, aynı rotadan Col of Conquest’e tırmanan diğer tırmanıcılarla direk olarak çelişkilidir. Üçgen kar alanının üstündeki teknik zorluklar bariz şekilde daha fazladır, aynı zamanda Maestri’nin zor olarak tarif ettiği negatif doğu dihedralinin tabanından geçide kadar olan “travers” aslında çok kolaydır. Jon Bragg, Jim Donini ve Jay Wilson Torre Egger’in 1976’daki ilk çıkışında Maestri’nin iddia ettiği hattı Col of Conquest’e kadar tırmanmışlardır. Donini sonra “köşeden öbür tarafa döndüğünüzde, geçide kadar yaklaşık 120 metrelik bir rampa sistemi gidiyordu ve burası da Maestri’nin traversin çok zor olduğunu iddia ettiği yerdi, burası aşağıdan düz bir duvar gibi görünüyor, aslında köşeyi döndüğünüzde kolay bir rampa var ve hiç de zor değil…”4 diye belirtmiştir.

Cerro Torre Cerro Torre grubunun kuzeybatıdan, havadan çekilmiş fotoğrafı. Soldan sağa: Cerro Standhard, Torre Egger, Cerro Torre. (1) Burke-Proctor, 1981. (2) Ponholzer- Steiger, 1998 yaklaşık çizim. (3) Bonapace, Dunser, Ponholzer, 1993. (4) Giarolli, Orlandi, Ravizza, 1994. (5) Chiappa, Conti, Ferrari, Negri, 1974. (a) Col of Hope (b) Col of Coquest (c) kuzey sırtı (Col of Conquest’in direkt üstünde yükseliyor, Maestri yazılarında bu sırta ‘kuzeybatı’ sırtı diyor.) (d) kuzey yüzü (e) kuzeybatı yüzü (f) batı yüzü (g) the Helmet (h) Punta Shanti (i) Punta Heron (Lago Viedma),(k) Cerro Solo. Pat Marrow

Egger, Fava ve Maestri geçide kadar olan 700 metrelik kısmı acayip bir hızda tırmandıklarını iddia etmişlerdir, Maestri “öğlen üç gibi…” geçide vardıklarını belirtmiştir.5.1 Bu da yüzün tabanından bu noktaya 11 saatlik2.1 bir süre demektir. 1959’da kullanılan teknikler ve malzemeler göz önüne alındığında, bu kadar hızlı hareket edebilmiş olmaları eşi benzeri görülmemiş bir olaydır. Günümüzde yapılan Fitz Roy ve Paine kuleleri tırmanışları 1950’lerin malzemeleriyle öyle bir sürenin yapılabilmiş olmasının aslında mümkün olmadığını göstermektedir.

Erken saate ve görevlerinin büyüklüğüne rağmen, Egger ve Maestri -dediklerine göre- geceyi geçitte geçirmeye ve bu noktaya kadar malzeme taşıyarak kendisine düşen görevi yerine getiren Fava’nın da dönmesine karar vermişlerdir. Fava’nın emniyetli bir şekilde inebilmek için ekstra bir ip -kendi tariflerine göre 200 metrelik- ve ekstra malzeme taşıdığı göz önüne alındığında, kendisinin bu çetin tırmanışını zahmete değer hale getirecek daha ne taşımış olabileceğini insan merak ediyor? 200 metrelik ip tek başına en azından 16 kilodur.

Fava, Egger’in kendisini bir an önce inmeye nasıl teşvik ettiğini ve kendisinin de bunu yaptığını anlatıyor. Fava, önceden tarif edilmiş olan, aslında kuzey yüzünün tabandan geçen yatık rampaya –‘büyük travers’e- inince söylediklerine göre burada sabitleyip bırakmış oldukları 200 metrelik perlon iplerinden bir tanesini toplayıp, kendi başına -“dülfer tekniği kullanarak, kazmasını iplerin arasına koyup onları ayırarak”- inmeye başlamış1.3. Col of Conquest’e olan inanılmaz uzun ve hızlı tırmanış gününden sonra, Fava ilkel ve yavaş bir iniş sistemi kullanıyor olmasına rağmen çok hızlı bir iniş yapmayı becermiştir. Fava şöyle yazıyor “Buzula karanlıkta ulaştım, Fitz Roy’un zirvesi güneşin son ışıklarıyla hala kızıldı.”1.4, Bu durum Maestri tarafından da doğrulanıyor: “Akşam vaktinde güneş Fitz Roy’un sadece tepesini aydınlatırken Cesarino buzula ulaşmıştı.”3.8

Ekibin geçide çıktığını iddia ettiği süre ve Fava’nın solo iniş süresi kesinlikle şaşırtıcı. Fava 700 metrelik zor bir yüzeyi yaklaşık 16 saatte tırmanıp indiğini iddia etmektedir. Bu durum 1959’da alışılmadık bir başarıdır ancak mevzu bulanıklaşmaktadır. 1999’da Fava Patagonia: Terra di sogni infratti isimli kitabında önceden anlatmış olduklarını tamamen revize etmiştir6. Bu kitapta Fava şöyle yazıyor: “Üçgen kar alanının üst kenarında gece yüzünden şaşırdım. İplere bağlı bir halde, kendime küçük bir mağara oluşturmak için karı kazdım…”6.1 Sonra da geceyi nasıl geçirdiğini ve sonunda sabit hatları tekrar bulup ertesi sabah aşağı kampa nasıl ulaştığını anlatıyor.6.2,7 Ayrıca Fava, önceden dülfer iniş tekniğiyle yapmış olduğunu iddia ettiği inişten1.3 tamamen farklı olarak, alışılmadık ve potansiyel olarak tehlikeli (ip yanmasına bağlı olarak), tekinin fren diğerinin emniyet amaçlı kullanıldığı çift pürsik tekniğiyle6.3 iniş yaptığından bahsediyor. Her iki açıklamasında da Fava geçitten inişiyle ilgili veya inişini bu kadar hızlı nasıl tamamladığıyla ilgili kusursuz, net bir açıklama yapamıyor.

Egger ve Maestri yukarı doğru devam ederken, Fava iddiasına göre dağın dibinde partnerlerinin dönüşünü bekleyerek altı gün geçiriyor. Bu günlere dair izahatları önemlidir, sonra değinilecektir.

Cerro Torre Bragg ve Burke tarafından Toni Egger’in ölümcül kazasının olduğu muhtemel yer olarak tarif edilen noktanın yakını. Jim Donini

BUZ TABAKASI
Col of Conquest’in üstünde, Maestri kuzey sırtını tamamen kaplamış olan ince bir buz tabakasını çıkmayı başardıklarını iddia etmektedir. Maestri: “… rüzgârla taşınıp gelmiş ve kuzey sırtının düz slablerine yapışmış olan, 20 cm’den 1 metreye değişen kalınlıktaki kar ve buz kabuğuna saldırdık. 300 metre boyunca havanın üzerinde yukarı doğru tırmandık.”8.1 diyor. Açıkçası bu tarif ciddiyetle değerlendirilemeyecek kadar belirsizdir, aynı zamanda da iddia ettikleri tırmanışlarının üst kısımları için Maestri’nin vermiş olduğu detayların yetersizliğine de iyi bir örnektir (hâlbuki tırmanışın ilk 300 metresi inanılmaz detaylı anlatılmaktadır). Çoğu zaman, fırtına esnasında ve ciddi fırtınaların hemen ardından Cerro Torre ince bir buz örtüsüyle kaplanmaktadır. Bu, alışık olmayan gözler için tırmanılabilir buz olarak görünebilmektedir. Bu örtü, kayayla sağlam bir bağı olmayan, sadece donmuş nem tabakasıdır, tırmanıcıya hiçbir yarar sağlamaz ve kendiliğinden düşer. Hiç kimse, Maestri’nin tarif ettiği buz koşullarıyla karşılaşmış değil ve açık, neredeyse dik bir siyah granit sırta rüzgârın getirip yapıştırmış olduğu buz tabakasının tırmanılabileceğini kanıtlayabilen, kıyaslanabilir bir tırmanış da yoktur. Maestri sonraları, tırmandıklarını iddia ettiği rotasındaki buz hakkında şaşırtıcı yorumlar yaptı. Carlo Mauri’nin 1970’deki batı yüzü denemesine atıfta bulunup 1959’daki iddia ettiği tırmanışıyla kıyaslayıp “filmlerinden bazı kısımları televizyonda gördüm –sağlam bir buz duvarı. Fakat bizim tarafımızda, asla biz bir buz duvarıyla karşılaşmadık.”9.

Toni Egger ve Cesare Maestri’nin ikisi de kusursuz tırmanıcılardı. Rehber olan Egger, Dolomitlerde, Batı Alplerde, Türkiye’de ve Peru’da birçok iyi tırmanış yapmış, zamanının en iyi tırmanıcılarından biriydi. En iyi tırmanışlarından bazıları Piz Badile’in kuzeybatı yüzü, Dolomitler’de sayısız tırmanış (Cima Piccola’da Spigolo Giallo’nun 95 dakikalık solosu dâhil), Peru Andları’nda Nevado Jirishanca’nın ilk çıkışıdır. Maestri Dolomitler’de sayısız solo tırmanış yapmıştır; Civetta kuzeydoğu yüzündeki Sollader rotasının ilk solosu, Marmolada’nın güney yüzündeki Solda-Conforto rotasının ilk solosu gibi. Egger’e kıyasla Maestri kendi evi olan Dolomitler dışında çok az tırmanmıştır. Nadir örneklerden bir tanesi: 1955’de Matterhorn güneybatı sırtının solo kış çıkışını tamamlamasıdır. Önceki muhteşem tırmanış başarılarına rağmen, Cerro Torre’de yüzleştikleri zorluklar tamamen değişik bir ligdedir, o ana kadar yaptıklarının çok üstündedir.

Geçidin üstünde, Egger ve Maestri, -dediklerine göre- “havada tırmanırlarken” ciddi ağırlıkta çantalar taşıyorlardı.8.1 Maestri şöyle yazıyor: “Çift ip olarak kullandığımız 200 metre ip, 10 etrier, 30 sikke, 100 bolt, 30 buz vidası, tahta takozlar, 30 metre yardımcı ip, 3-4 günlük yemek ve tüm bivak malzemelerini aldık. Çantalar çok ağır, yaklaşık 25’er kilogram (55 pounds).”3.9 O zamanın malzemelerinin ağırlığı hesaba katıldığında böyle zor bir tırmanışta bütün bunları taşıyabilmiş olabilirler mi?

Maestri’nin raporunda yazdığına göre kuledeki ikinci günlerinde 30 bolt ve 15 buz vidası yerleştirmişlerdir.2.5 Boltlara dair Maestri şu yorumu yapıyor: “İki buçuk santimetrelik bir delik açmak için 500 ün üzerinde çekiç darbesi gerekiyordu.8.2 Ve her birisini çakmak yaklaşık 35-40 dakika3.10 alıyordu”. Zamanın malzemeleri ve sert granit düşünüldüğünde bu durum şaşırtıcı değildir. Her biri için harcanan 35 dakikayla 30 bolt çakmak 17 saatten fazlasıdır, dağın yüksek kısımlarında iddia ettikleri sürat düşünüldüğünde, bu uzun bir süredir. Ayrıca, o zamanın düz bıçaklı, dişsiz buz aletleri ve kalın dişli kramponları neredeyse dimdik olan buz üzerinde dans edebilmeleri için tamamıyla yetersizdir. Bolt çakma manevraları için gerekli emniyeti sağlamaktan çok uzaktır.

Cerro Torre Phil Burke, kuzey yüzünün üst kısımlarında zor bir miks etabı lider tırmanırken. Fotonun çekildiği yeri görmek için 4. fotoğrafa bakın (P). Tom Proctor.

Geçidin üzerinde iddia ettikleri hatta ilişkin Maestri “iki seçeneğimiz var: bütün batı yüzünü (geçidin sağ tarafındaki yüz) rampalar ve kanallar yoluyla kesmek, bir bacaya girmek… Ya da kuzey yüzünün 300 metrelik bölümünü örten alışık olunmayan kar koşullarından yararlanmak… Biz rüzgardan daha iyi korunduğu için ikinciyi seçtik.”2.6 diye yazıyor. Ayrıca, Maestri “geçide çıkan sırtı değil de yüzü tırmandık. Beklediğiniz kadar dik değildi. Bizim hattımız sırtın yaklaşık 100 metre solundaydı.”10.1 diye belirtiyor. O gün buldukları koşullar hesaba katılarak şöyle devam ediyor: “Tırmanış açısı yaklaşık olarak güneydoğu sırtındaki buz kulelerinin arasındaki kanallarınki kadardı… Yaklaşık 45-50 derece sanırım. Aynı şey, zaten aynı genel koşullar.”10. Bu iki tespit Maestri’nin tanımlarının makul olmadığını doğrulamaktadır. Kuzey yüzünün aşağı kısımları neredeyse dimdiktir, uzaktan güneydoğu sırtındaki buz kulelerini andırıyor gibi gözükse de, 50 derece değildir. Jim Donini burayı “travers hatlarından ve yatay setlerden mahrum tipik bir granit büyük duvardı.”11 diye tarif ediyor. Sırtın solundaki tek olası, ilk ve tek çatlak sistemini tırmanan iki ekibin Maestri’nin geçtiğine dair hiçbir kanıt bulamamış olması daha fazla sorunun doğmasına neden oluyor. Bu konuda fazlasına daha sonra değineceğiz.

Col of Conquest’in üstündeki ikinci günlerinde Maestri tırmanışı “kuzey yüzü çok dik ve ekstrem şekilde zor olduğundan dolayı batı kanadına doğru”2.7 diye rapor ediyor. 250 metreyi 20 sikke kullanarak geçtiklerini ve yapıyı “50-60 derece arası bir açıda” bulduklarını söylüyor.2.8 Bir kez daha bu tanım daha sonraki tırmanıcılar tarafından karşılaşılan yapıdan oldukça farklıdır (dağın bu kanadı oldukça yekpare ve yaklaşık 80 derecedir).

31 Ocak’ta, muhtemelen duvardaki dördüncü günlerinde, Egger ve Maestri, zirvenin 150 metre altında bivakladılar, dediklerine göre zirve buz mantarlarını büyük bir zorlukla karşılaşmadan geçtiler, zirveye ulaştılar ve inişe başladılar. Maestri’nin kuzey ve kuzeybatı yüzlerinin üstünde kalıcı olarak sarkan, adı çıkmış şekilde zorlu zirve mantarlarının nasıl üstesinden geldiklerine dair kesin bir bilgi vermemesi açıkça dikkat çekiyor. İngiliz Phil Burke kendisinin ve Tom Proctor’un zirvenin çok yakınından döndükleri, yaklaşık olarak Maestri’nin geçmiş olduğunu söylediği noktanın 50 metre solunda kaldıkları kuzey yüzü üzerindeki deneyimlerini: “buz lapa kıvamında, sarkan bir yapıdaydı, tırmanılması imkânsızdı. Kullanışsız olan aletlerimle üst kısmı sıyırıyor, kollarımı içeri sokuyor, yukarı hamle yapıyordum, ancak herhangi bir kazanım veya çekiş gücü bulamıyordum.”4 şeklinde anlatıyor.

İNİŞ
Maestri diyor ki zirvede hava kötüleşmeye başlamış: “Rüzgar tarafından uçurulmamak için, ancak buz aletlerimiz karın derinlerine kadar saplandığında emniyette hissediyorduk.”2.9 Zirveden sonra yapılan ilk birkaç ip inişi kar mantarlarından ve buz vidalarından yapılmış gibi duruyor, günün son iki inişindeyse “ince buz limitinin altına düşmüş olduğumuzdan dolayı, bolt kullandık…”2.10 iddialarına göre önceki geceyi geçirdikleri noktada geceyi geçirip inişe devam ettiler. “Şubat’ın ilk günü inişe devam ediyoruz, ılık rüzgar karı eritiyor ve gürültülü bir şekilde kopmasına yol açıyor… Sikke yerleştirebileceğimiz tek bir olasılık bile mevcut değil. Her ip boyunda, üfürülen kar tanecikleri altında mecburen iki bolt çakıyoruz.”2.11

Cerro Torre 1974’deki ilk çıkışında Torre Egger’in üst kısımlarından bakış. Sağdaki kar alanı Col of Conquest’in karlarıdır. Karın üstündeki boş yüz ise Maestri’nin çıktıklarını iddia ettiği Cerro Torre kuzey yüzünün alt kısımlarıdır. Yüzün altındaki rampa ise Maestri’nin zor olarak tarif ettiği, Col of Conquest’e giden kolay rampadır. Jim Donini

Maestri devam ediyor: “Sabitlemiş olduğumuz ipi Cesarino aldığından dolayı travers büyük bir problem olacağından, geçide doğrudan dik inmek yerine, traversin alt kısımlarına ulaşabilmek için kuzey yüzünde diagonal olarak inmeye karar verdik.”12.1 Yine, bu durumda Maestri doğu dihedralinin tabanından geçide kadar olan traversi –diğer bütün ekiplerin çok basit bulmasına rağmen- zor olarak belirtiyor. Çoğunlukla düz ve oldukça dik olan kuzey yüzünden diagonal bir inişin, bir rampadan yapılacak birkaç ip inişine göre çok daha fazla bela çıkaracağı açıkça bellidir, özellikle de tırmanış hattı boyunca çakmış oldukları boltları kullanamayacakları varsayıldığında.

Aşağı dihedralin sonuna ulaşan sabit hatlarının yakınına varmalarının iki günlerini aldığı belirtiliyor. “2 Şubat günü akşam 7.00 civarı hemen hemen sabit iplerden 100 metre uzaklıkta, üçgen kar alanının sağ kenarında geceyi geçirmeye karar verdik. Birkaç bolt çaktım ve geceyi geçirmek için bir mağara kazmaya başladık.”2.12 Maestri bu noktada üç bolt çaktığını iddia ediyor (bu bölgeden geçmiş olan birçok ekibe rağmen bu boltlar asla bulunamadı) ve devam edemeyecek kadar yorulduğunu söylüyor.3.11 Anlaşılan Egger bu bivak konusunda emin olamadığından, aşağıya bir bakmaya karar veriyor. Dediğine göre Maestri onu iple indirirken, Egger, görünüşe göre ipinin kopmasına neden olan ve onu, tek fotoğraf makinaları ve malzemenin çoğuyla birlikte aşağı alıp götüren bir çığ altında kalıyor. İnişin üçüncü günü olduğu ve sabit iplere çok yakın olmalarının verdiği umut göz önüne alındığında, Egger’in devam etme arzusu kesinlikle anlaşılabilir gözüküyor.

Partnerinin kaybından sonra kendini toparlayan Maestri geceyi o noktada geçiriyor ve “3 Şubat’ın şafağında deliğimden çıktım… Elimde kalmış olan ip parçasıyla inişe devam ettim.”2.13 ve devam ediyor: “iniş yapacağım sabit hatlara ulaşana kadar saatler geçti. Duvar tam bir cehennem; buzulun hemen birkaç metre yukarısında ayaklarım kaydı ve ellerimle tutunmaya olanak bulamadım dolayısıyla düştüm… Hayatta kalma ruhu beni, Cesarino’nun tek başına bekleyerek altı gün geçirdiği Kamp 3’ün 300 metre kadar uzağındaki bir noktaya kadar işkence verici buzulun üstünde getirdi, beni birkaç saat sonra bulan Cesarino oldu…”2.14

SONRAKİ DENEMELER VE GÖZLEMLER
Maestri kullandıkları teknik malzemeyi şu şekilde sayıyor: “toplamda 120 sikke, 65 buz vidası, 70 bolt ve 20 tahta takoz yerleştirdik. Başlangıçta yanımıza iki tane 200 metre ip, 10 etrier, 50 sikke, 100 bolt, 30 buz vidası aldık…”2.15 Bu malzemenin büyük kısmının iniş istasyonları olarak bırakılmış olması gerekirken, aşağı dihedralin üst kısmından yani yerden 300 metre yukarıdaki etaplarda hiçbir şey bulunamamış olması şaşırtıcıdır. Son 30 yılda yedisinin Col of Conquest’e ulaştığı, en azından 10 farklı ekip bu noktadan geçmiştir.

Cerro Torre Daniele Chiappa ve bir arkadaşı Cerro Torre’nin zirvesinde, 1974. Chiappa, Mario Conti, Casimir Ferrari ve Pino Negri zirveye çıkan ilk kişilerdi. Baton Wicks Arşivi

Torre Egger tırmanışları esnasında Bragg, Donini ve Wilson Maestri’nin ayak izlerini Col of Conquest’e kadar takip eden ilk kişilerdir. Aşağı dihedralde bol miktarda malzeme bulmuşlardır, ancak yukarıda hiçbir şey bulamamışlardır. Ayrıca bilhassa şüpheli olan, üçgen kar alanının 12-13 metre aşağısında, aşağı dihedralin üstündeki ufak bir sette buldukları bariz şekilde kullanılmamış malzemeden oluşan geniş bir depo -ipler, iki çanta, birçok sikke ve tahta takozlar içeren- bulmalarıdır. Bu malzemeler çıkış esnasında yanlarında taşınmış olup da iniş esnasında bu noktaya bırakılmış olamaz, çünkü Maestri, Egger’in zirveden geriye kalan tüm malzemeyle birlikte düştüğünü iddia ediyor. Maestri malzeme depolarından sonraki yukarı kısımlarda final girişlerinden iki gün önce alpin stil tırmanmaya karar verdiklerini ve de ilk başta niyetlendiklerinden daha az miktarda malzeme kullandıklarını açıklıyor. Yine de Egger, Fava ve Maestri zirve atımlarından önce sadece bir kez bu noktaya ulaşmış olduklarından dolayı, üç adamın buraya depolanmış olarak bulunan malzemeyle birlikte son tırmanışta kullanıldığı iddia edilen malzemeyi taşımış olmayı başarabilmeleri ihtimal dahilinde gözükmüyor. Donini ayrıca, Maestri’nin malzeme deposuna giden son ip boyunda ipin tamamen sabitlenmiş olduğunu, ipin yapay tırmanış maksadıyla birbirine çok yakın yerleştirilmiş malzemelerden geçtiğine ve ipin her sikkede tam kazıkla sabitlenmiş olduğuna dikkat çekiyor. Maestri neden bu ip boyunu bu şekilde bıraktı ve temizlemedi?

Bragg ve Donini Maestri’nin iddialarına inanarak başladıkları tırmanışta, yükseldikçe ve Maestri’nin iddialarıyla kendi gözlemleri uyuşmamaya başladığında inançlarını kaybettiler. Bragg; Egger, Fava ve Maestri’nin sabit ip yerleştirdiklerini iddia ettikleri geçide kadar olan traverste hiçbir malzeme bulamamış olmalarına alenen şaşırdıklarını belirtiyor: “Geçide giden tek bir doğal travers hattı varmış gibi gözüküyordu ve tırmanış bu bölümde oldukça kolay olduğundan dolayı da başka bir hattı tercih etmiş olmaları ihtimal dışı gözüküyor. Yine de biz hiçbir iz bulamadık.”13 Ayrıca geçidin üstünde kuzey ve kuzeybatı yüzlerinde belirgin miktarda etap tırmanmış olan dört ekip, Maestri’nin bu bölümde çaktığını iddia ettiği 60 ya da daha fazla sayıda bolttan hiçbirine ait bir iz bulamamışlar, Maestri’nin iddia ettiği kuzey yüzünün ortasındaki iniş hattında da buradan geçtiklerine dair hiçbir kanıt görmemişlerdir.

1978 yılında Ben Campbell-Kelly ve Brian Wyvill üçgen kar alanının yukarısında ve sağında yer alan mahmuzu (buttress) da tırmanıp; dibine kutu şeklinde bir askı çadır (portledge) çıkartıp, sabitleyerek bıraktıkları etkileyici doğu dihedraline ulaşmak için sola ilerleyerek Maestri’nin hattının ilk 450 metresini tırmanmışlardır14. 1981’de aynı askı çadırı kullanan zamanının en iyilerinden olan ingiliz Phil Burke ve Tom Proctor, doğu dihedralinin tepesine doğru tırmanışı zorlamışlardır. Bu noktadan itibaren kuzey yüzünün kenarına doğru 25 metrelik bir travers yapmışlar, sonrasında yüzün kalbindeki tek majör kanal sistemine doğru 65 metrelik yatay bir travers gerçekleştirmişlerdir. Geri dönmelerinden önce iki büyük aşikâr kanaldan sağdakinden 100 metre yukarı devam etmişlerdir. Yüksek yeterlilikte olan Burke, son etaptan önceki ip boyunun hayatının en zor ip boyu olduğunu, bir çatlağın arasındaki buza yerleştirilmiş bıçakları eğrilmiş kazmalardan yapay tırmanış yapmayı bile gerektirdiğini söylemiştir. Son ip boyu -ki tamamlanamamıştır- ilk kar omzunun karlı kısmının altında hemen hemen zirve sırtının 30 metre altında düz bir duvarla noktalanmıştır15. Burke: “Zorluk derecesi yüksek standartlarda kaya etapları ve bariz şekilde zor olan 70 dereceden negatife buz etaplarıyla ve bir kancadan (sky hook) iyi bir tutamak için sıçrayarak yaptığım hamleyi içeren dry tooling etabıyla modern bir ED 3-4’tü! Duvarın ortalama eğimi 70 dereceden fazlaydı.”11 demiştir. Proctor kuzey yüzünün ve sırtının El Capitan’a çok benzediğini, çok dik olduğunu ve tırmanılabilir yapılardan yoksun olduğunu belirtmiştir. Onların tarifleri; Maestri’nin 45- 50 derecelik eğimde olduğunu belirttiği iddialarının aksine yapının ne kadar dik ve düz olduğunu açıkça ortaya koymaktadır ve böyle bir duvarın rüzgarın getirdiği karla kaplanıp tırmanılabilir bir buz oluşabileceği iddialarının da ihtimal dışı olduğunu deklare etmektedir.

Cerro Torre Casimiro Ferrari, Cerro Torre’nin ilk çıkışı esnasında, batı yüzünün üzerindeki zirve mantarına yaklaşırken, 1974. Daniele Chiappa/Baton Wicks Arşivi

1999’da Avusturyalı Toni Ponholzer ve Franz Steiger zirvenin yaklaşık 200 metre altına kadar, kuzey sırtının hemen solundan, kuzey yüzündeki aşikâr çatlak sisteminden tırmanmışlardır16. Kuzey yüzünün aşağı 300 metresinde tırmandıkları hat, Maestri’nin Col of Conquest’ten sonraki ilk günde tırmandıklarını ve bir günde 30 bolt çaktığını iddia ettiği hatla neredeyse birebir çakışmaktadır.10.1 Avusturyalılar kuzey yüzüne ve sırtına daha yakından göz atabilecekleri kuru koşullarda tırmanmışlardır. Hiçbir geçiş izi görmemişlerdir (İki İtalyan Maurizio Giarolli ve Elio Orlandi, 1998’de bu hatta 150 metre tırmanmışlar ve aynı şekilde hiçbir kanıt bulamamışlardır.17). Her şekilde çok iyi ve yetenekli bir dağcı ve kaya tırmanıcısı olan Ponholzer, Col of Conquest’in üstüne tırmanabilmek için altı denemede bulunmuştur. Sadece son denemesinde, tamamen tanıdığı ve alışık olduğu yapıda Egger, Fava ve Maestri’nin iddia ettikleri hızlarına ulaşabilmiş: geçide tek günde varabilmiştir.

İngiliz (Burke-Proctor) ve Avusturya (Ponholzer-Steiger) denemelerinden sonra kuzey yüzünün büyük kısmı keşfedilmiş oldu. Maestri’nin rota hattı, çıkış ve inişte bol miktarda malzeme bıraktığını belirttiği iki farklı hat kullanıldığına dair tarifleri göz önüne alındığında, hiçbir malzemenin bulunamamış olmasını açıklamak zordur.

Kuzey sırtının karşısında yer alan kuzeybatı yüzü de birkaç ziyaretçiyi ağırlamıştır. İtalyan Maurizio Giarolli, Elio Orladi ve Odoardo Ravizza kuzey sırtına batı tarafından, zirvenin 300 metre altında bir noktaya kadar tırmanmışlardır18. Avusturyalı Bonapace, Duser ve Ponholzer Col of Coquest’i geçip, İtalyanların en yüksek noktasının 100 metre altına ulaşarak batı tarafında tırmanmışlardır.19 Hiçbir ekip geçiş izi bulamamıştır, hatta Orlandi en yüksek noktalarından kuzey sırtına doğru 50 metrelik iniş yapmış, bir şeyler bulma umuduyla birçok pandül yapmıştır (Maestri kendisinin ve Egger’in geçidin üzerindeki ikinci günlerinde kuzeybatı yüzüne ilerlediklerini iddia etmiştir).

1998’de yerden 500 metre yukarıda, “İngiliz kutu askı çadırının” hemen yakınında Giarolli ve Orlandi Maestri’nin ekibine ait olduğunu iddia ettikleri bir buz sikkesi buldular. Mayıs 1999 Climbing dergisinde Mark Synnot tarafından yazılan bir makalede, bu iddia Maestri’nin vakasını destekleyen bir kanıt olarak sunuldu.20 Sonradan ortaya çıktığına göre, sikke Phil Burke tarafından kendisinin olarak tanımlanmıştı. Aynı yerin yakınında, Giarolli ve Orlandi Maestri’nin olduğuna inandıkları bir avuç kenevir ip bulduklarını belirttiler. Fakat bu da büyük ihtimalle İngiliz takımlarına aitti. Proctor bir keresinde sonunda düğüm bulunan 200 metrelik bir ipin, direk kutu alanlarının aşağısında sıkıştığını ve bu yüzden sıkışmış ip boyunca aşağı inmek zorunda kalıp tekrar yukarı jumarladığını belirtmektedir. Proctor rotalarından aşağı iniş yapmamıştır, fakat merkezi kanaldan güneye doğru inmiştir; hiçbir malzemeye dair işaret de görememiştir. Kanaldan taş düşmeleri olmasına rağmen, Proctor orta mahmuzdan ziyade Maestri’nin bariz tırmanış hattının burası olması gerektiğine inanmaktadır.

FAVA’NIN KAMPI
Cesarino Fava’nın 1959’da basılan günlüğüne göre1, Col of Conquest’e tırmandıktan sonra Fava, dağın eteğindeki kar mağarasına (Kamp 3) 28 Ocak akşamında döndü. İddiasına göre sonraki altı günü arkadaşlarını bekleyerek geçirdi. Col of Conquest’e yaptığı uzun tırmanıştan ve hemen ardından yapılan tüketici inişten sonra, Fava’nın destek ekibinin beklemekte olduğu El Mocho’nun altındaki Kamp 2’ye neden inmediğini anlamak zor. Yine de bazıları daha önceki raporlarda dile getirilmiş gerçeklerden dolayı solo buzul geçişinin riskli doğası gereği kendi başına buzuldan inmeyi istememiş olabileceğini öne sürebilir. Genç Arjantinlilerden oluşan destek ekibi Fava’nın dönüşünün ertesi günü yani 29 Ocak’ta kar mağarısına (Kamp 2) çıktıklarını ancak boş bulduklarını rapor etmişlerdir.21.1 Aynı gün için Fava kendi raporunda, Kamp 2’yi görecek kadar buzuldan aşağı yüzeylere indiğini belirtiyor. “29’unda güneş yükselmişken dışarı çıktım… Torre’nin gölgesi güneşte oyalanmak için inmiş olduğum El Mocho’nun yüzeylerini kapladığında kar mağarasına döndüm.”1.5 Görünüşe göre solo buzul geçişinin tehlikeleri Fava’yı çok rahatsız etmemekte ve bir şekilde iki tarafın da birbiriyle ne inişte, ne de çıkışta karşılaşmadan mağaraya gidip geldikleri görülmekte. Buzulun tek bir açık ve güvenli rota sunmasında dolayı da, bunun olabilmesi mümkün değildir. Ayrıca 29 Ocak’ta indiğini belirttiği El Mocho’nun yüzeyleri Kamp 2’den hemen hemen yarım saatlik mesafedeyken, insan Fava’nın neden devam etmediğini merak ediyor. Üstelik özellikle de Maestri’nin Arrampicare e il mio mestiere’ deki yazılarına göre Fava birileriyle arkadaşlık etmek için can atıyormuş.3.12 1999’da kendi kitabı, Patagonia: Terra di sogni infranti’de Fava çok farklı bir hikaye anlatıyor: doğu yüzünün tabanına Dalbagni, Spickerman ve Vincitorio yukarı geldiğinde inmiş olduğunu belirtiyor.6.4 Yine de kar mağarası yüzden yatay olarak yaklaşık 400 metre uzaklıkta olduğundan dolayı birbirlerini görmemiş olmaları ya da iletişim kurmamaları pek de olası değildir.

3 Şubat’ta Fava, bütün umutlarını yitirmiş bir halde Kamp 2’ye inme kararı aldığını iddia ediyor. Kar mağarasından çıktığı esnada, dediğine göre yüze doğru son bir kez bakıyor ve tuhaf bir karaltı fark ediyor. Sonradan bunun oldukça yorulmuş Maestri olduğu ortaya çıkıyor. Aynı gün Kamp 2’ye iniş kararı alıyorlar. Ertesi gün Fava, Dalbagni ve Spickerman’le birlikte Kamp 3’e Egger’i bulma ümidiyle dönüyor, ancak kötü hava koşulları aramaktan vazgeçmelerine sebep oluyor.6.5

Fava’nın çelişkileri ve netlikten yoksun oluşu raporlarının inandırıcılığında şüphelerin doğmasına neden oluyor. Geçmişte tırmanıcılar Fava’nın doğrudan dahil olduğu tırmanış kısımlarıyla ilgili anlattıklarını kabul etmişlerdir. Herhangi biri kolaylıkla bu kadar büyük ödülü olan bir ilk tırmanışın temelinde Maestri’nin olduğunu söylese de, şimdiye dek Fava’nın da kazanımı olmuş gibi görünüyor. O zamanlar Buenos Aires’teki İtalyan topluluğunun içerisinde var olan derin çekişme ve rekabete bir göz atılırsa (Patagonyalı veteran Folco Doro Altan ve aralarında Tito Lucchini ve Fava’nın kendisinin de yer aldığı Trento’dan gelmiş olan bir grup göçmen arasındaki), başarının ya da başarısızlığın yükünün ağırlığının Maestri için olduğu kadar Fava için de var olduğu net bir şekilde görülür. Bu çekişme 1958’de aynı zirve için; Altan’ın Walter Bonatti ve Carlo Mauri’yi içeren ve batıdan saldıran ekibiyle, Fava ve Lucchini’nin Maestri ve diğer Trento’lu iyi tırmanıcıları içeren doğudan saldıran iki ayrı ekibin kendi aralarında yarıştığı iki farklı ekspedisyona yol açmıştır.

Daha sonra Gianni Dalbagni’nin günlüğünden kaynaklanan tuhaf olgular ortaya çıkmıştır. Dalbagni, daha önce belirtildiği gibi Maestri’nin ekspedisyonunda fazla yükü taşımaya yardımcı olan dört öğrenciden biridir. Günlük, 16 makalelik bir seri halinde İtalyanca yayın yapan bir Buenos Aires gazetesinde Mart 1959’da başlanarak yayınlanmıştır.21 Hava koşullarına atıfta bulunarak, Dalbagni, aşağıdaki bilgiyi sağlıyor. 27 Ocak gecesini sağanak yağmurlu olarak tarif ediyor ve havanın 29 Ocak’ın erken saatlerinde iyileşme gösterdiğini belirtiyor. Egger, Fava ve Maestri’nin Col of Conquest’ e olan yüksek hızdaki tırmanışlarına 28’inin erken saatlerinde başladıklarını iddia ettiklerini hatırlayın. 29 Ocak’ta kar mağarasına (Kamp 3) yükseldiklerinde, Dalbagni mavi gökyüzü yerine çok şiddetli rüzgârlardan söz ediyor: “ayaklarımız karın içinde derinlere gömülmüş ve kazmalarımız kafalarına kadar kara yerleştirilmiş olsa da, rüzgâr bizi arkaya doğru uçuruyordu… Dik etaplarda yürüyüş rüzgarın sert darbelerinin etkisiyle çok heyecanlı hale gelmişti…”21.2 Aynı gün, Maestri’ye göre o ve Egger Col of Conquest’in üzerinde, korunmasız kuzey sırtında tırmandılar. Korunaklı doğu yüzünün altındaki koşullar değerlendirilerek yukarıdaki rüzgarın ne kadar şiddetli olduğu sadece tahmin edilebilir.

30 Ocak’ta, Dalbagni havayı mükemmel olarak tarif ediyor, fakat ertesi sabah bir miktar bulutun geldiğini ve günün ortalarında buzulda gezinmekte olan onun ve arkadaşlarının yağmura yakalandıklarını ve kampa dönmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Maestri bu günde zirveye ulaştıklarını iddia etmektedir. Şubatın ilk iki günü için, Dalbagni: “Aralıksız rüzgar, kar ve yağmur getirip bırakan bulutlar.”21.3 diye yazıyor. Şubat 3: “Bütün gece kar yağdı; hatta şiddetli rüzgâr içeriye bile kar taşıyordu. Dışarısı ise beyaz bir kaostu.”21.4 Chalten masifi hava koşulları yukarı doğru her zaman kötüleşir, rüzgar çok daha şiddetlenir, bulutlanma ve yağış artar. Bu bölgede tırmanma şansı bulmuş olanlar için Maestri’nin yapmış olduğunu iddia ettiği kadar ekstrem zorlukta, hızda, muhteşemlikte bir tırmanışın yapılabileceği koşulların Dalbagni tarafından tarif edilmiş hava koşullarının olmadığı aşikardır.

İLK ŞÜPHELER
Maestri’nin raporuyla ilgili şüpheler Buenos Aires’e dönmesinden sonra yerel bir dergide yayınlanan ve Egger’in ölümünden sorumlu olduğunu ima eden bir makale yüzünden birdenbire ortaya çıktı.22 Bu da Buenos Aires’ teki İtalyan konsolosluğunun ekspedisyon üyelerinden olaylar hakkında ifadelerini istemesine yol açtı, ancak mevzu kısa sürede unutuldu (Buenos Aires’te bu ifadeleri bulmaya çalıştım, ancak ifadelerin seneler önce Roma’daki İtalya Ulusal Arşivine gönderilmiş olduğunu öğrendim.).

Cerro Torre Toni Egger’den kalanlar; Donini ve patnerleri tarafından, duvarın tabanından yaklaşık 2 km uzakta bulundu. Jim Donini

Maestri’nin çıkışıyla ilgili şüpheleri içeren kamusal ifadeler 1970’e kadar İtalya’da basılmadı. İyi tanınan bir alpinist olan Carlo Mauri, başarısız bir Cerro Torre denemesinden döndükten sonra, telgraf yoluyla basına şöyle bir yorum yaptı: “… Emniyetli ve tek parça halinde imkansız Cerro Torre’den döndük.”23.1 Bu ifadeyle dağın asla tırmanılmamış olduğunu ima ediyordu. Çok uzun bir zaman geçmeden tırmanış çevresine yakın bir spor muhabiri olan Franco Rho, Mauri’nin başarısız girişimiyle ilgili İtalya’nın önde gelen gazetelerinden birinde: “… Mauri Cerro Torre’nin zirvesine ulaşamadı, öyle dehşetli bir dağ ki henüz hiç kimse zirvesine ayak basamamıştır.”24.1 şeklinde bir yorum yaptı. Yaklaşık aynı zamanda İngiliz medyası, bilhassa Mountain dergisi editörü Ken Wilson mevzuyu ele aldı. Wilson’un şüpheleri, Pete Crew, Martin Boysen, Mick Burke, Jose Luis Fonrouge ve Dougal Haston’un 1968’de güneydoğu sırtını tırmanmayı başaramamalarından sonra, hareketlendi. Haston Eiger Direct rotasını kışın tırmanmış; Crew ve Boysen Civetta kuzey yüzündeki Phillip/Flamm rotasının ilk kış çıkışını yapmışlar ve Fonrouge da Supercanaleta’dan Fitz Roy’un ikinci çıkışını gerçekleştirmişti. Çok hızlı tırmanmalarıyla dikkat çeken, uç noktada güçlü bir ekip oluşturulmuştu, ancak onlar da Maestri ve Egger haricindeki diğer bütün ekipler gibi yavaş ve zahmetli bir gelişim ortaya koyabilmişlerdi. Döndüklerinde, Crew; Wilson’a tüm ekibin Maestri’nin iddiası hakkında Maestri’nin tanımlarının belirsizliği yüzünden ve de Torre’nin zorluğu ve havası yüzünden şüpheye düştüğünü söyledi. 1976’da Bragg, Donini ve Wilson’un buldukları ve bulamadıkları ateşi daha da körükledi.

Kesin bilgilerin sunulamamış olması ve bu makalede işaret edilen birçok çelişki Maestri’nin iddiaları karşısında güçlü kanıtlardır. Maestri’nin tırmandığını iddia ettiği zeminle tariflerinin uyuşmadığı aşikârdır ki o zemin bugün elli sene sonra bile malzeme ve teknik anlamdaki gelişmelere rağmen bütün girişimleri püskürtmeye devam etmektedir. Maestri, aynı zamanda Fava, makul deliller sunabileceği ve eleştirmenler tarafından ortaya atılan sorulara tatmin edici cevaplar verebileceği sayısız miktarda fırsat ve ortam bulmasına rağmen, sürekli olarak bunda başarısız olmuşlardır. Tüm zamanların en iyi tırmanışı hakkında Maestri’nin detaylı ve kusursuz bir tanım yapmaktaki isteksizliği net bir şekilde acayiptir. İnsan bu isteksizliği bir çeşit kaçış olarak değerlendirebilir.

Garip bir şekilde, çeşitli ortamlarda Maestri varsayılan tırmanışının zorluğunu reddetmiştir. Mesela: “… Teknik açıdan bakıldığında, hayatımın en kolay tırmanışlarından biri olduğunu belirtmek isterim. Kesinlikle en tehlikelisi ve de tek ölümlü olanıydı, fakat teknik anlamda sadece bir yarıştı, kar örtüsü üzerinde bir yarıştı.”25. Başka bir örnek: “Toni Egger için Cerro Torre hiçbir şeydi –bir Pazar gezisi… Biliyorsunuz ki ciddi zorluklar -6 derece- Fava’nın sabit hatlarla bize destek olduğu daha aşağı kısımlardaydı.”9 Bunun gibi; aşağı dihedralin iddia edilen hattın kilit etabı olduğu iddiasını da içeren yorumlar, gerçeklerle ters düşmektedir.

SONUÇLAR
İki insanın açıkça anlaşarak böyle bir hikaye kurmalarındaki neden ne olabilir? Mantıklı bir açıklama ve bu hemen hemen bir spekülasyondur, Egger’in ölümünün daha değerli, daha az acılı bir hale getirilebilmesi için, trajediden ziyade şan ve zafer dolu bir hikâye anlatılması gerektiğini hissetmeleri olabilir. Fava açıklarken ufak bir ipucu veriyor: “Fakat neden kendimize işkence ediyoruz? Toni dünyanın en zor dağına mükemmel bir alpin stilde tırmandıktan sonra hayatını kaybetti. Bir başyapıt. Büyük Fransız alpinist Lionel Terray bunu ‘tüm zamanların en önemli alpin başarısı’ olarak niteledi. Vadide kaybolmadan hemen önce uzaktan dağı, unutulmaz Toni Egger’i koruyan, en güzel ve en parlak mezar taşı olarak görüyorum. Önemli olan tek şey bir kişinin nasıl yaşadığı değildir, aynı zamanda nasıl öldüğüdür.”6.6

Fava’nın Egger’e olan bağlılığı ve sadakati asla sorgulanmadı. Fava 1961’in başlarında Egger’in cesedini bulmak için bölgeye geri döndü fakat ağır kar yağışı tarafından engellendi. Aynı seyahatte Fava doğu yüzünün tabanına Avusturyalıyı onurlandırmak için bir hatıra plakası yerleştirdi.26 Bragg, Donini ve Mick Coffey üçlüsünün Cerro Torre’nin tabanından bir kaç kilometre öteden geldikleri 1975’e kadar Egger’in vücudu bulunamadı. Eğer gerçekten Maestri’nin tarif ettiği gibi duvardan düşmüşse, Egger’in vücudunu bu kadar uzağa 16 yıldaki buzul hareketlerinin taşıması şüphelidir. 2003’ün başlarında Egger’den kalanlar 1975 lokasyonundan pek de uzak olmayan bir noktada bulunmuştur. Kamerası asla bulunamamıştır.

Egger’e ne olduğunu tartışmak bu makalenin amacı değildir. Ancak üçgen kar alanı; buz düşmesine maruz kalmasından, Maestri’nin malzeme deposunun hemen üstü olan, aşağı dihedralin üst kısmındaki kanalın çığlarla süpürülmeye açık olmasından dolayı bilhassa tehlikelidir. 1976’da John Bragg’ın buzda çift 3/8’’ perlon iple dolanmış olan dışarı çıkık, belirgin bir kayayı bulduğu yer burasıdır. İp onun gözüne bir yıl önce Egger’den kalanları bulduklarında Egger’in üzerinde buldukları ipe çok benzer gelmiştir. Bu çift ipin ucunun Egger’inki gibi kopmuş ve liflerine ayrılmış olduğunu fark etmesiyle sırtında bir ürperme hisseden Bragg, burasının Egger’in kar tarlasına doğru lider tırmanırken, öldüğü yer olduğuna dair anlık bir hissiyata kapılmıştır. Bir ya da iki hafta sonra Bragg ip inişi yaparken kopuk ipi bulduğu kanalı vuran büyük bir çığı tetikler. Ona göre bu nokta (kanal) “çığların geçeceği en temel yer, çift ip kayaya dolanır ve ip kopar… Kim bilir?”13 Donini ve Burke’de Egger’in ölümüne dair aynı hissiyata sahipler. Burke: “Deponun olduğu yer buz tarlasından gelecek çığlara açık hedef, doğu yüzünün tüm dökülen buzunu rotanın geniş kanal sistemine doğru yönlendiren bir yer. İlk olarak bu noktada çığa yakalandığını düşündük, bu yüzden de ip, malzemelerle birlikte karabinalara sabitlenmiş olarak, etapta temizlenmeden terkedilmiş olmalı. Ben buradan kaçtım ve bir negatifin altına sığınmaya çalıştım.”11 Burke’nin ima ettiği gibi bu noktadaki bir kaza Maestri’nin ekibinin bu etabı terk edip depo noktasına doğru tamamen sabitlenmiş halde gitmelerini en iyi açıklayan durum olur.

İddialarıyla ilgili olan şüphelerle kırılmış olan Maestri Cerro Torre’ye 1970’de geri döndü. Bahsedildiği üzere güneydoğu sırtına 200 poundluk bir kompresörle saldırdı ve 400 bolt yerleştirerek zirvenin 35 metre altında bir noktaya ulaştı. Buradan hala dik kaya üzerindeyken geri döndü. Üst kısımdaki kar mantarının dağın bir parçası olmadığını düşündü ve “bu günlerden birinde rüzgarla uçar” dedi. Kullandığı malzemenin miktarı ve uyguladığı stil 1959 iddialarını hedef alan şüphelerin alevlenmesine neden oldu. Böyle bir saldırı iki “tırmanış” arasında büyük bir tezat oluşturuyordu dolayısıyla şüpheli gözükmesine yol açtı.

Bütün faktörler hesaba katıldığında, Maestri ve Fava’nın 1959’da ne olduğuna dair açıklamaları tamamen güvenilmezdir. Mantıklı bir insan Maestri ve ekibinin 1959’da doğu yüzünde 300 metre tırmanıp üçgen kar alanı civarında bir noktaya ulaştıklarını kabul eder. Bu noktadan sonraki tırmanışla ilgili ifadeler o kadar belirsizdir ve gerçeklerle çelişkilidir ki ciddiye alınmamalıdır.

Kanıtlar beni İtalyan Daniele Chiappa, Mario Conti, Casimiro Ferrari ve Pino Negri’nin 13 Ocak 1974’te batı yüzü tırmanışını tamamlayarak, Cerro Torre’nin zirvesine ulaşan ilk insanlar olduklarına dair ikna ediyor. Tarih, bu tırmanışa ait olması gereken değeri vermek üzeredir.


Yazar: Rolando Garibotti
Çeviri: Mustafa Nalbant





YAZAR HAKKINDA
Rolando Garibotti, ilk kez 15 yaşında tırmandığı Aguja Guillaumet ile başlayarak, Fitz Roy ve Cerro Torre masiflerine pek çok ziyarette bulundu. Bölgedeki önemli tırmanışlarından bazıları olarak 1996’da Fitz Roy’un kuzey yüzünde Teheuelce’nin tamamının ilk çıkışı, 1999’da Fitz Roygüneybatı yüzündeki Slovak rotasının ikinci çıkışı ve 2008’de Colin Haley ile beraber tamamladıkları Torre traversinin ilk çıkışı sayılabilir. Yazar tüm bu çıkışları alpin stilde yapmıştır. İtalya’da doğmuş, Arjantin’de yetişmiştir ve şu an Amerika’da yaşamaktadır; kendisini ise dağlara olan tutkusunun başladığı ve bir gün yaşlılığını keyifle geçirmek istediği yer olan Bariloche’nin bir yerlisi olarak görmektedir.


REFERANSLAR
1. Cesarino Fava, “Dal Diario di Cesarino Fava,” Bollettino Società Alpinisti Tridentini (March-April 1959): pp. 22-31.
2. Cesare Maestri, “Il Cerro Torre,” Club Alpino Italiano Rivista Mensile vol. LXXX (July-Aug. 1961): pp. 205-211.
3. Cesare Maestri, Arrampicare e il mio mestiere, (Milano, Garzati, 1961): pp.109-171.
4. Alan Kearney, Mountaineering in Patagonia (Seattle, Cloudcap, 1993.)
5. Cesare Maestri, Il Ragno delle Dolomiti, (Milano, Rizzoli, 1981.)
6. Cesarino Fava, Patagonia, Terra di sogni infratti, (Torino: Centro Documentazione Alpina, 1999.)
7. Fabrizio Torchio, “Cosi arrivorono sul Torre,” L’Adige [Trento, Italy] (24 April, 1999.)
8. Cesare Maestri, “E Venne la morte Bianca,” L’Europeo 704 (12 April, 1959): pp. 30-36.
9. Guido Carretto, “Cerro Torre Enigma:Maestri Speaks,” Mountain 9 (May 1970): p. 32.
10. Ken Wilson et al. “Cesare Maestri,”Mountain 23 (Sept. 1972): pp. 30-37.
11. Personal comunication.
12. Cesare Maestri,“La Conquista del Cerro Torre,” Bollettino Società Alpinisti Tridentini (March-April 1959): pp. 1-9.
13. John Bragg, letter to Ken Wilson (2 Oct., 1976)
14. American Alpine Journal 1979 p.256; and Mountain 61 p.13.
15. Phil Burke, “Cerro Torre: East Face,”Mountain 79 (May-June 1981): pp. 40-43; and AAJ 1982 p.193-194.
16. AAJ 1999, p.333; and High Mountain Sports 203 p.81-82.
17. Alp 172 p.108.
18. AAJ 1995 p.212-213; and Alp 126 p.28-29.
19. Tommy Bonapace, “Cara de Hielo,” Gipfelsturmer [Insbruck, Austria] (1996): p.21. 20.Mark Synott, “The Maestri Enigma,” Climbing 185 (May 1999): pp. 72-81, 130-134. 21. Gianni Dalbagni,“La dura conquista del Cerro Torre,” Corriere degli Italiani [Buenos Aires] (March-April 1959). Sixteen articles starting on March 23, 1959.
22. Juan Roghi,“La Tragica Noche sobre los Andes,” El Hogar 2570 [Buenos Aires] (6 March, 1959): pp. 77-81.
23. Franco Rho, “Carlo Mauri non ha chiuso con il Cerro Torre,” Rasegna Alpina 15 (March-April 1959): pp. 84-91.
24. Cesare Maestri, 2000 metri della nostra vita, (Milano, Garzati, 1972).
25.Male Conference [Trento, Italy] (1999) transcript record .
26. “Tentativo di Cesarino Fava per il ricupero di Toni Egger,” Bollettino Società Alpinisti Tridentini (Jan.-Feb. 1961): p. 15.

Detaylı kaynak listesi ve alıntı (örn: 2.1, 2.3..) ayrıntılarına buradan (pdf) ulaşabilirsiniz.
Yazının orijinal ingilizce metni için: A Mountain Unveiled (pdf)




Ankara: Dagh Dash - Kızılay (312) 230 3310, Dost Kitabevi - Kızılay (312) 425 2464, K2 Outdoor - Kızılay (312) 425 5822, Bursa: Doğa Spor - Heykel (224) 223 6995, Patika Outdoor - Osmangazi (224) 221 1090, İstanbul: Adventure Republic - Kızıltoprak (216) 346 4164, Adrenalin - Karaköy (212) 293 1530, Adrenalin - Beşiktaş (212) 260 6002, Atlas Outdoor - Karaköy (212) 252 3282, Boulderhane - Taksim, Boulderistanbul - Kadıköy, K2 Outdoor - Kadıköy (216) 336 3635, Kanyon - Beşiktaş (212) 261 8961, Kutup Ayısı - Beyoğlu (212) 252 4349, Swat Outdoor - Kadıköy (216) 418 6670 İzmir: Dağ Evi - Alsancak (232) 465 0016, Küçük Duvar - Bayraklı (232) 344 4022, Trabzon: Bilginler Outdoor (462) 321 1633, Olgun Çağlar (541) 235 5550.
TAKOZ Teknik Tırmanış Dergisi UYARI: Bu web sitesinde anlatılan etkinlikler, oldukça ciddi yaralanma hatta ölüm riski taşımaktadır. Yeterli teknik ve mental seviyeye ulaşmadan kesinlikle böylesi etkinlikleri gerçekleştirmeyiniz. Bu tür riskleri üstlenmek, öncesinde yeterli fiziksel ve teknik birikimi ve deneyimi gerektirir. Bu web sitesinn in içeriği, benzer etkinliklerde oluşacak olası kazalar için herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Yayınlanan yazıların sorumlulukları yazarlarına aittir. Site içeriği başka web sitesi, magazin, broşür ve benzeri yayınlarda kullanılamaz.


Toplam ziyaretçi sayımız: 2.240.864